Firmanızda pazarlama zihniyeti olmadan sürdürülebilir olamazsınız.
Sisteminiz sürekli insanlara bağlı olur. O insanlar gittiğinde herşey durur.
Değer üretme - Pazarlama - Satış - Değer sağlama - Finans.
Bu döngü sürdürülebilir olmanız için olabildiğince kendi kendine dönmeli.
Herhangi birini kaldırırsanız uçurum olur. Bugün firmalarda ki uçurum 2 numara. Yani pazarlama.
Pazarlama 3 şey sağlar: Potansiyel müşteri üretme, marka bilinci oluşturma, şirket kültürünü etkileme.
Potansiyel müşterilere ürün veya hizmetinizi sürekli birileri götürmek zorunda olur. Kendinizi şu tarz arka oda sohbetlerinde bulursunuz: "Ayşe Hanım giderse müşterileri kaybetme riskiniz var."
Markanız olmaz. Kişiler akılda kalıcı olur. Müşteriler şöyle der mesela: "Ya bi Ali Bey vardı. Bu ürünleri satan. Arayalım onu. Çözsün." ya da "Fatma Hanım, şu firmaya geçmiş. Onla bir toplantı yapalım."
Şirket kültürü oturmaz. Çalışanların ortalama döngüsü hep 1-2 yıl bandında olur. Ortak bir amaca sahip olmayan bağımsız, birbiriyle küs departmanlar oluşur. Bu departmanların sunum dilleri, sunum tarzları, kullandıkları fontlar bile farklı olur. Şirketin içinde farklı yüzler ortaya çıkar.
Dikkat ediniz! Bireysel başarılar her zaman önemli ama yukarıdaki Ayşe Hanım, Fatma Hanım veya Ali Bey'de zaten emin olun sürdürülebilir sistemler içerisinde çalışmak istiyorlar. Çünkü en büyük başarılar takım oyunu ile gelir.
Firmaların temel taşları kişiler olamaz. Olursa o kişiler gittiğinde sonuç çökme olur.
Firmaların topluma mal olan markaları olur.
Marka altında yönetim, çalışanlar, müşteriler ve potansiyel müşteriler birlikte hareket ederler. Bu sayede topluma veya toplumlara mal olur.
Sürdürülebilirliği önemseyin. Pazarlamayı dikkate alın.
Bloglara göz atmayı unutmayın!